Şavşeti / შავშეთი
Günümüz Türkiye’sinin kuzeydoğusunda yer alan Artvin ilinin Şavşat ilçesinin eski adıdır. Şavşeti [შავშეთი] olarak bilinen coğrafi alan; Arsiani Dağı, Ardanuç kayalık alanları ve Çoruh Nehri havzası arasındadır. Şavşeti/Şavşat’ın çevresindeki yerleşim alanlarına baktığımızda batısında Artvin kenti ve Borçka ilçesi, güney ve güneybatısında Ardanuç ilçesi, doğusunda Ardahan ve Hanak ilçesi, kuzeydoğusunda Posof ilçesi, kuzeyinde ise Gürcistan’ın Açara bölgesindeki Khulo ve Şuakhevi ilçelerinin bulunduğu görülür. Şavşat ilçesinin 2019 verilerine göre köylerle birlikte nüfusu 17.116 kişidir. Bugünkü Şavşat ilçe merkezinin olduğu yerde tarihte Şavşeti adında bir Gürcü kenti olmamıştır. Gürcü tarihindeki Şavşeti, bugünkü kent merkezinin değil, bölgenin adıydı.
Tarihsel, coğrafi ve kültürel açıdan incelendiğinde, Şavşeti coğrafyası, çevresindeki alanlardan bağımsız düşünülemez. Şavşeti’nin de içinde bulunduğu alanlar tarihsel Güney Gürcistan içerisinde yer alır ve tarihsel Güney Gürcistan topraklarının farklı zamanlarda farklı adlar taşıdığı görülür. Bu adlardan bazıları; Zemo Kartli, Meskheti, Tao-Klarceti, Samtskhe-Saatabago’dur.
Şavşeti 16. Yüzyılın ikinci yarısında Güney Gürcistan’daki başka Gürcü topraklarıyla birlikte Osmanlılar tarafından alınmış, 1878 yılına kadar, üç yüz yıldan uzunca bir süre Osmanlı hâkimiyetinde kalmıştır. 1878 yılından 1917 yılına kadar 39 yıl, tüm Gürcistan’la birlikte Rusya İmparatorluğu içindeydi.
Çarlık Rusya’sı yıkıldıktan sonra Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan tarafından kurulan ve tüm Güney Kafkasya’yı kapsayan ortak yapılanmalar kısa sürede dağıldı ve 1918 yılı mayıs ayında her biri bağımsızlığını ilan etti. Bu ülkelerden Ermenistan’ın bağımsızlığı 1,5 yıl, Azerbaycan’ın bağımsızlığı 2 yıl sürdü. Rusya’da kurulan Sovyet rejimi önce bu iki ülkeyi, sonra da üç taraftan saldırarak Gürcistan’ı işgal etti. Gürcistan’ın bağımsızlığı da ancak 3 yıl kadar sürdü.
Rusya 1917’de yıkılınca, 1918’de kurulan Demokratik Gürcistan Cumhuriyeti, eski Tao-Klarceti’nin büyük bölümünü de kapsıyordu ve Şavşeti de bu sınırlar içindeydi.
Haritaların yeniden çizildiği o yıllarda, Ankara Hükümeti de 43 yıl önce Osmanlı’nın elinden çıkan bölge topraklarını yeniden kazanmak için çalışıyordu. Kızıl Ordu denen Sovyet Rusya ordusunun Gürcistan’ı işgalini iyi değerlendiren Ankara Hükümeti harekete geçti; Rus ordularının Azerbaycan, Kuzey Kafkasya ve Apkhazeti (Abhazya) üzerinden Gürcistan’a girdiği dönemde, Türkiye de Güney ve Güneybatı Gürcistan’a girdi, daha sonra Moskova’da Bolşeviklerle anlaşma yaptı. 16 Mart 1921 tarihli Moskova Antlaşması’na göre, Bolşevikler Artvin ve Ardahan’ı Türkiye’ye bıraktı. Şavşeti toprakları da bu dönemde yeniden Türkiye sınırlarına girdi.
Şavşeti’de Bronz Çağı’ndan beri insan yerleşiminin olduğu bilinmektedir.
MÖ 4. Yüzyıl sonu Kartli (İberia) Kralı Parnavaz’ın ülkesinde tesis ettiği 8 bölgeden biri olan Klarceti Eristavlığı (Klarceti Prensliği) içine giriyordu.
Sonraki yüzyıllara kısaca bakacak olursak, Miladi 8.-9. Yüzyılda “Tao-Klarceti” ve “Kartvelt Samepo” adıyla bilinen Gürcü krallığı 9 bölgeye ayrılıyordu. Bunlar; Samtskhe, Cavakheti, Artaani (Artaani-Kola), Açara, Nigali, Şavşeti, Klarceti, Tao ve Speri idi.
Bu krallık, 10. Yüzyıl sonunda diğer Gürcü krallıklarından Egrisi-Abhaz Krallığı ile birleşti, böylece oluşan Gaertianebuli Sakartvelos Samepo adlı Birleşik Gürcistan Krallığı 15. Yüzyıl ortalarına kadar bu toprakları da kapsıyordu.
Günümüze ulaşan tarihi kaynaklarda Şavşeti adı 8. Yüzyılda karşımıza çıkmaktadır. Güneybatı Gürcistan’ın parçası olan Şavşeti, Klarceti, Açara ve Meskheti’nin başka bölgeleriyle beraber bu coğrafyada cereyan eden tarihi olayların parçasıydı.
Gürcü bilim insanlarının bir kısmı, etnografik açıdan Şavşeti’yi Klarceti’nin parçası kabul eder, ancak başka bir kesim, Çoruh havzasındaki Şavşeti konusunda farklı bir görüşe sahiptir. Şavşeti’nin; bugünkü Şavşat ilçesi, İmerkhevi vadisi ve Maçakhela vadisi ile birlikte ayrı bir etnografik alt bölge olduğuna dair bu görüş daha kabul edilebilir görüştür.
9. Yüzyılda, tüm Güney Gürcistan’da olduğu gibi Şavşeti’de de büyük kültürel gelişmeler ve imar faaliyetleri başladı. 10. Yüzyıl başında Kral Gurgen Kurapalat’ın oğlu Aşot Kukhi tarafından Tbeti Manastırı yapılıp aynı adla episkopokosluk merkezi kurulunca, burada birçok Gürcü kültür materyali üretildi ve Şavşeti bölgesinin önemli merkezi oldu. Bugünkü Şavşat kentinde bulunan Satle Kalesi’nin de Gürcistan’a Bizans saldırılarının olduğu dönemde, Bizans’a karşı savunma amacıyla 1028 yılında Saba Mtbevari tarafından inşa edildiği belirtilmektedir.
13. Yüzyılda Birleşik Gürcistan Krallığı’nın dağılması ile ilgili süreç başladı, ancak bu süreç 15. Yüzyıl ortalarına kadar devam etti. Bu tarihte Gürcistan üç krallığa ve prensliklere bölündü. Tao-Klarceti topraklarındaki Samtskhe Saatabago adlı Gürcü prensliği 11. Yüzyıldan sonra Cakeli soyadlı Gürcü feodallerin idaresindeydi. Samtskhe Prensi 2. Kvarkvare Atagabi, Gürcistan Kralı 8. Giorgi’ye karşı ayaklandı.
Samtskhe Prensliği, 15. Yüzyılın ikinci yarısında Gürcistan Krallığı’ından bağımsız hale geldi. Bu prenslik tüm Tao-Klarceti ve tarihsel Doğu Çaneti’yi de kapsıyordu. Bu dönem Osmanlı İmparatorluğu’nun güçlenerek Gürcistan sınırlarına dayandığı dönemdir.
1461 yılında Osmanlılar Trabzon’u aldıktan sonra, Gürcistan doğrudan Osmanlılarla sınır oldu ve Osmanlı İmparatorluğu Samtskhe Prensliği kapısına dayandı. Samtske Prensliği toprakları tüm Güney Kafkasya ve İran’ın kuzeyine açılan kapı olduğu için, güçlenmiş Osmanlıların, 16. Yüzyılda Gürcistan’a ilgisi arttı. 16. Yüzyılın ikinci yarısında, kademeli olarak Samtskhe Prensliği toprakları Osmanlı hâkimiyetine girdi.
Şavşeti/Şavşat coğrafyası, sadece Türkiye’nin değil, çevre ülkeler ve Tüm Kafkasya’nın yeşilin başka yerde görülemeyecek benzersiz tonlarına sahip özel bir coğrafyasıdır ve doğa harikası renk tonlarına sahip Şavşeti/Şavşat vadileri görenleri büyüler. Şavşeti coğrafyasında görülecek yerler arasında Karagöl, Arsiani Yaylası, Papart Vadisi, Satleli Kalesi, Tbeti Kilisesi, Sahara Milli Parkı sayılabilir.
Kaynak: Gürcü Ansiklopedik Sözlüğü/ქართული ენციკლოპედიური ლექსიკონი