Artvinliler, Şavşatlılar, Ardanuçlular nasıl asimile oldu biliyor musunuz?
Erdoğan Şenol: Gürcüceyi nasıl unuttular ve sonra da Gürcü geçmişlerini neden inkar ettiler sizce? (Tabii bu bölgeye sonradan başka yerlerden gelip yerleşen Gürcü olmayan kesimi kastetmiyorum).
İşte size ibret verici bir örnek. Müslüman olunca eskiden konuştuğun dil, annenin dili, atalarının dili, geçmişte yaşadığın krallığın, prensliğin kullandığı dil bir anda günah oluyormuş meğer! Bu nasıl bir din anlayışı veya bu öğretiyi halka kim dayattı?! Meğer Gürcüce konuşmak günahmış (!).
2020 yılında yayımlanan şu kitaba bakın. Karl Koch’un seyahatnamesi bu ve 1843-1844 yıllarında yaptığı seyahati anlatıyor. 134. Sayfada dediğine göre Livane Sancak Beyi yani Artvin Sancak Beyi Murad Ali Bey dedelerinin Hıristiyan olduğunu söylemekten imtina etmiyor. Yine diyor ki kitapta; dindar müminlerin anlattığına göre aileler arasında halâ Gürcüce konuşuluyormuş. Genelde bunun günah olduğunu bildiklerini söyleyen müminler konuştukları dilin kendilerine Tanrı tarafından ana sütüyle verilmiş olduğuna inanıyor ve bu günahının ahirette af edileceğini, kutsal Arap ve Türk dilini bildiklerini, Tanrının ve meleklerin onları anlayacağını umuyorlar.
Yani Arapça kutsal, Türkçe kutsal ama Gürcüce günah öyle mi? Bunu böyle anlatanlar, Artvin’e gidip 17. Yüzyıldan itibaren yaptıkları vaazlarla oranın insanlarını Gürcüce konuşmaya devam ederlerse cennete gidemeyeceklerine inandıran sahtekarlar, eğer anlattıkları öbür dünya varsa, asıl bu asimilasyonun, yok etmenin hesabını verebilecekler mi acaba?
Gürcüce konuşmanın günah kabul edildiği yerde bu dilde şarkılar çalıp söylemek, Gürcü dansları yapmak hoş karşılanır mı? Bunların sonunu da aynı zihniyet getirmiş olmalı!
Bu kitaptan şunu da anlıyoruz, 1843-1844′ de Artvin merkezde demek halâ Gürcüce yok olmamış ama yok olmanın eşiğine gelmiş. Sonraki nesiller ise tamamen unuttu Gürcüceyi ve buna Cumhuriyet dönemi ulusalcı siyaseti de eklenince Gürcü olduklarını da inkâr ettiler.
Öyle ya; öbür dünyada rahat etmek cennete gitmek isteyen dedeleri günah olduğu için Gürcüceyi terk etti. Onların çocukları da Türkiye’de yaşadığına göre rahat etmek istiyorsa Türk olmalıydı ve hatta bu da yetmezdi, atalarının Gürcü olduğunu da reddetmek gerekiyordu. Yoksa onları bu yüzden birileri cezalandırır, hapse atar mıydı bunu bir kenara bırakalım; memur, belediye başkanı, bakan, asker, vali, doktor, zengin tüccar, holding sahibi olmak onların da hakkıydı. Gürcü olduğunu söyleyerek bunları elde etmeleri zordu. Bu insanların torunlarının bazıları işi daha da ileri taşıdılar ve kendi Gürcü geçmişlerini inkâr etmeleri onlara yetmezmiş gibi bizi bile Gürcü olmadığımıza ikna etmeye çalışıyor.