EVET, ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?
Yazmadan duramayacağım:
Türkiye’m devasa bir cenaze evi. Her cenaze evinde gerekenler yapılırken, acılarını yaşayanlara destek olunurken, aklı selim insanlar acı çekenlerin haklarını korumak için çalışır. Acı çekenler o anda onu düşünmezler. Yetim kalmış yeğenlerinin mirasını amcalarından, halalarından korumak için varını yoğunu harcayan rahmetli dedem geliyor aklıma. Canı acıyor ama o sabileri kimsenin düşünmediğini fark ediyor ve harekete geçiyor. Ya da oğlu vefat eden bir babaanne vardı. Oğlu hastayken bir şekilde vekalet vermiş annesine. Daha oğlunun ölüm belgesi alınmadan, cenazesi defnedilmeden oğlunun hesabındaki parayı çekmiş, oturdukları evi ellerinden almış, torunlarını ve gelini ortada bırakmıştı. Hâlâ süren davaları var. Kadın kocasını acısını bile yaşayamadı.
Şu anki durumun bundan farkı yok!
Şu anki durumu da ona benzetiyorum.
Cenazelerimize sahip çıkalım. Hayatta kalanların yaralarını saralım. Bunları yaparken de felaketin bu kadar büyümesine sebep olan nedenleri de konuşalım, tartışalım.
Acımız sıcak, günlerdir depremzedelerle birlikteyiz. Biz dışarıda bunlarla koşuştururken, Kuran okuyabilen annelerimizi babaannelerimizi anneannelerimizi arkadaşlarımızı organize ettik, ölenler için Kuran okuyor, dua ediyorlar. Hayatta kalanların kimini kendi imkanlarımızla kimini gruplardan yapılan çağrılarla emniyetli bölgelere gönderdik, hayırsever arkadaşlarımızın katkılarıyla -ki onlara buradan da teşekkür ederim- maddi ve ayni bağışların ulaşmasını sağladık.
Acımız var bunları konuşmayalım, demek doğru değildir. Bunları şimdi konuşmazsak ne zaman konuşacağız?
Ben 46 yaşındayım. 20 yıl önce aklı bir karış havada genç bir kızdım, “aman olaylara karışma kızım” diye büyütüldüğüm için kendi işime bakan biriydim. 20 yılda yaşanan felaketlerin asıl sorumlularına bugünkü aklımla da karışmazsam çocuğumun geleceğini nasıl inşa edeceğim?
Bunları konuşmak siyaset değildir! Ben anneyim! Sorarım, soracağım!
Aklı selim insanların bir kenarda durmak yerine bir şeyler yapması, insanları uyarması siyaset değildir!
Depremin sorumlularını, öncesinde ve sonrasında yapması gerekeni yapanlardan hesap, bugün sorulmayacaksa ne zaman sorulacak?
3-5 ay sonra tüm bunları unutmuş mu olacağız?
Yetkisi olup bilgisi olmayanlarla nereye gidiyoruz diye şimdi sormayacaksak, ne zaman soracağız?
Bilgisi olan ama yetkisi olmayanlara ne zaman yetki vereceğiz?
Alıntı değil, bizzat ben yazdım!