Bizim yöreye özgü,kokulu ve tadı çok özel olan bir üzüm adesa ..
Osmanlı’nın yasaklarından olsa gerek eski evlerin girişin altında ya da evin etrafında toprağın altında gömülü şarap küpleri ” Gurcuce adı cura- curi” çıkarıldı ve hala belkide eski evlerin altında yıllandıkça yıllanan şarap küpleri var bizim bilmediğimiz. Evinde bulduğu şarap küplerinin değerinden habersiz ya da haberli ama dünya görüşü nedeni ile dereye atan bizim insanımız.
” Osmanlı idaresi şarap yapmayalım diye üzüm bağlarımızı kesmiş ” diye anlatan bizim insanımız..
Belkide Osmanlı üzüm bağlarını kesmemiş, bizim işgüzar insanlarımız, yönetime şirin görünmek için kesmiştir. Günümüzde torunlarını görünce, tanıyınca bu isguzarligi pekala yapmışlardır.
İnternetle birlikte küçülen ve bilginin bir tık ötede oldugu bir bir dünyada yaşıyoruz. Artvin’de üzüm bağlarını çoğaltıp, şarap üretimi yapılabilir ve hatta coğrafi işaret bile alınır. Bu hem yöre insanın geçim kaynağı hem de eski gelenekleri yeniden yaşatmak için bir fırsat olur.
Beyaz patates,
Buyuksehirlerde markete ya da pazara giden bizimkiler,patatesi tırnağı ile hafif kazır beyaz ise alır, beyaz değilse buluncaya kadar gezer ve sonunda sarı patatesi mecburen alır.
Biz Gürcüler için önemli beyaz patates ve beyaz mısır unu.
Geçtiğimiz yılda Tokatlılar beyaz patatesi tescillettiler kendi adlarına. Tokata eminim ki bizim insanımız sayesinde gitti beyaz patates,ama bizimkilerin pek umurunda olmadığı için beyaz patates Tokatlıların oldu..!
Ama biz Artvinliler okumuş insanlarız: bizim kültürümüzü çalanların, üzerine yatanların yazdıkları kitapları alır alır okuruz..
Çünkü biz okumuşuz…!?