Zeynep Oral
Gürcistan ve Türkiye Yazarlar / Şairler Buluşması…
PEN Türkiye Yazarlar Derneğinin başkanı olarak, Bu buluşmaya katılmaktan, sizlere seslenebilme fırsatı bulmaktan çok mutluyum.
Bildiğiniz gibi, PEN’in amacı sadece edebiyatı yüceltmek, farklı
kültürlerin toplumların edebiyatı arasında köprüler kurmak, sınırları
kaldırmak değil. Ayni zamanda dünyanın neresinde olursa olsun her
zaman ve her yerde düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmak , sahip
çıkmak, yaymak bu doğrultuda mücadele etmek.
Dünyada da, bölgemizde de, ülkemizde de zor zamanlardan geçiyoruz.
Şu son yıllarda en çok şiddeti gördük. Ayırımcılığı gördük. Bize
benzemeyenin, bizim gibi düşünmeyenin ötekileştirilmesini gördük.
Eleştiriye tahammülsüzlüğü gördük. ihaneti gördük. Yalanı, talanı gördük.
Tehdit, baskı ve yasakları gördük… Ve savaşları gördük!
Son yıllarda Meclisi, Parlamentoyu yok sayan otoriter, totaliter, rejimler
gördük. Adaleti ve vicdanı yok sayıp, hak ve hukuku yerle bir etmeyi
gördük. Ekonomik çöküşü, sınıfsal uçurumların büyüdüğünü gördük.
Sansür ve yasaklamaları gördük. En çok da şiddeti gördük. Kimi ülkelerde KARŞI DEVRİMi gördük…
Peki edebiyat bütün bu olumsuzluklara karşı çare olabilir mi? Hayır elbet
olamaz zaten edebiyatın işi de bu değil. . Ama edebiyat bunları fark
edecek bunları yorumlayabilecek, çare bulabilecek insan yetiştirir. Edebiyat bunları durduracak, daha güzel, daha ahlaklı, daha vicdanlı,
daha eşitlikçi bir dünya yaratmayı amaçlayan insanlar yaratmakta etkin
olabilir. Barış içinde bir dünya mümkün diyebilecek gelecek kuşaklar
yetiştirmeye yarayabilir. … Gençlere düş kurma olanağını verecek,
tutkularından ideallerinde vaz geçmemelerini sağlayacak bir edebiyat
mümkün… Çünkü edebiyat özgürlüktür…
Nereden biliyorum ? Kendimden. Kendi deneyimlerimden biliyorum:
Nazım Hikmet’i, Enver Gökçe’yi Ahmet Arif’ i , okumasaydım belki
haksızlığa bunca karşı çıkmazdım… Aziz Nesin’i okumasaydım
gözlemciliğim bunca bilenmezdi, ülkem insanını bunca yakından
tanıyamazdım… Yaşar Kemal’i okumasaydım doğayı ,ülkemi ve
Türkçemi bunca çok sevmeyebilirdim…
Tolstoy’u, Dostoyevski’yi, Bertold Brech’i Stefan Sweig’ı okumasaydım
şiddetten, savaştan bunca nefret etmezdim… Kafka’yı okumasaydım
hak hukuk, adalet tutkum bunca gelişemezdi. Goethe’yi, Çehov’u ,
Turgenyef’i, D.H: Lawrence’ı, Austen’ı okumasaydım belki aşkı
tanımayacaktım… Marquez’i okumasaydım gerçekliğin büyüsünü
yakalayamayacaktım… Kavafis’in şiirini bilmeseydim belki hala
Barbarları, yani, düşmanı bekliyor olurdum…
Türkçe’ye birçok yapıtı çevrilen Gürcü yazar Nodar Dumbadze’yi ya
da Dato Magradze’nin şiirlerini okumasaydım; okumasaydım ,; Gürcü
tiyatro yönetmeni Robert Strua’nın sahnelediği oyunları görmeseydim, Tiflis’de Pirosmani’nin duvar resimlerini görmeseydim, tanımasaydım,
belki de kendimi Gürcistan’a bunca yakın hissetmezdim…
Bana sık sık düşüncelerini açık açık söylemekten korkmuyor musun
diye sorarlar. Hayır korkmuyorum. Çünkü yalnız değilim. Korkmuyoruz.
Mücadeleyi sürdürdükçe korkmuyoruz. Mücadeleyi sürdürdüğümüz için
korkmuyoruz. Yaşama sevincini yok etmeye yönelik her haksızlığa , her
baskıya, her şiddete göğüs gererek, işimizi en iyi biçimde yapmaya
çalıştığımız sürece yalnız olmadığımızı biliyoruz.
Çünkü dünya yazarlarının kardeşliği ve dayanışmasıyla nasıl toplumlar
arası köprüler kurduğumuzu gördük. Çünkü dayanışmanın gücünü de
gördük, VE bu güce inanıyoruz. Ve asla umutsuz değiliz. Haksız yere
hapiste olan tek düşünür, tek yazar, tek gazeteci varsa bile hepimizin
hapiste olduğunun bilincindeyiz…. Bu bilinçle mücadeleyi sürdürüyoruz,
sürdüreceğiz… Gerekirse her tür kimlikten arınıp sadece ve sadece
insan olduğumuz için … İktidardakilerin bize dayattıkları nefret diline
karşın, baskıcı, itham eden, azarlayan, küfür eden diline karşın, ayırımcı
diline karşın… Bütün bunlara inat, bir arada çalışarak hayatı
savunacağız. … Yaratıcılığı, düşünce ve ifade özgürlüğünü, toplumsal
adaleti, çok sesliliği , çok renkliliği savunacağız…
BU düşüncelerle hepinizi selamlıyorum ve geleceğin daha güzel..
6 Ekim 2024 Akademi Beyoğlu Konferans Salonu:
Türkiye PEN / Gürcü Kültür Merkezi Derneği / Gürcistan İstanbul Başkonsolosluğu inisiyatifi ile gerçekleşen panel sunumu.