Veysel Çolak
BAY Z. ÜZERİNE KRONİKLER*
ANLAMBİRİM, ANLAMBİRİMCİK
ŞİİRDEKİ GERÇEKLİK
Bay Z., çok gecikti. Gelemeyecek sanırım. ‘Anlambirim, anlambirimcik’ konularına değinen bir yazımı okumuş. Geçen gün, bu konularda biraz konuşabilir miyiz demişti. Mor defterimi çıkarıp ona söyleyebileceğim şeyleri yazıyorum:
“Gerçeklik, bir şeylerin algılanabilirliğini, varlığını usa getirir. Nesne, olay, olgu, durum; algılanan, yaşanan ne varsa işte; tümünde içkin olan, kendilerine özgü bilgiler vardır. İnsan bu bilgileri ele geçirerek yapar değerlendirmelerini. Bunu başardığı oranda sağlıklı düşünsel sonuçlara varabilir. Türkiye’de buna özen gösterilmiyor. Gerçekliği kabaca algılamak yetiyor insanlara. Örneğin, sözcüklerin sadece bir anlambirim olarak anlamlandırılması bir şiirin eksiksiz kavranmasını engelliyor. Hep böyle olduğu için birçok güzel şiire yazık oluyor. Oysa anlambirimlerin içerdiği anlambirimcikler de düşünülmeli. Örneğin ahşap ‘sandalye’ dendiğinde, oturulan bir eşya deyip geçerseniz, onu eksik kavramış olursunuz. Çünkü o sandalye tek kişilik, arkalıklı, ayaklı, oturulan bir nesnedir; ama bir yerlerde yetişen / yetiştirilen bir ağacı, o ağacı kesip getireni, işleyeni, tasarımını, o tasarıya göre sandalyenin yapılışını da anımsamak gerekir. Yani birçok kişinin verdiği, anımsanması gereken emeğin bir ürünüdür o sandalye. Ne yaptığını bilen şair, sandalye sözcüğünü oturulan nesne anlamında kullanmakla yetinmez. Ona çağrışımsal anlamları olan bir imge derinliği kazandırır.
Sandalyeye, sandalye deyip geçerseniz, onun fotoğrafını çekmiş olursunuz. Bunun da şiirde yeri yoktur. Bir sözcük üzerinden bu söylediklerim her güzel şiir için geçerlidir. Herhangi bir şiiri bir sözcükmüş, bir anlambirimmiş gibi düşünebilirsiniz. İşte yetmeyen budur. Bir sözcükmüş, bir anlambirimmiş gibi düşündüğünüz şiirin, belirleyici olan anlambirimcikleri vardır. Önemli olan onları bulup çıkarmaktır. O zaman o şiirin hakkını vermiş olursunuz. Nesne, olay, olgu, durum gibi gerçeklikler bir biçimde şiirlerde yansır; ama şiirin gerçekliği bunlar, bunlardan biri değildir. Şiirin gerçekliği kesinlikle başka bir şeydir ve kendinde içkindir. Şiir yansıyandır, o zaman yansıyanın gerçekliğine bakmak gerekir.”
İki saat olmuş. Kaç çay içtiğimi garson biliyor. Hâlâ gelir diye umutlanıyorum. Bu yazdığımı, gelirse kendisine verilmek üzere garsona teslim ediyorum.
*Veysel Çolak, Bay Z Üzerine Kronikler, Klaros y.