Sinan Öztürk
“İnsan sosyal bir varlıktır!” Platon’dan epey önce de böyleydi, şimdi de böyle, ancak yavaş yavaş bu dönemin sonuna geliyoruz.
“İnsan dijital bir varlıktır!” tanımlaması önümüzde duruyor. Bu deyim daha önce kullanıldı mı, bilmiyorum
Sosyal olmak, “uyumlu” olmaktır aynı zamanda.
Uyumlu olmak, çoğu zaman üç maymunu oynamakla mümkün. Üç maymunu ne kadar oynarsan o kadar sosyalleşebilirsin. Ne kadar kendin olursan, ne kadar gördüklerini ve düşündüklerini söylersen o kadar yalnızlaşırsın.
Bunu kendimden de biliyorum.
Ne zaman ki “kral çıplak!” dersin, sosyalliğin o zaman biter.
Ellerinde tırpanlarla köklerini kesmeye gelirler.
Veba salgını varmış gibi terk edilirsin.
Çünkü insanlar genellikle kendilerini korumakla meşguldürler.
Kendi çıkarlarını, evini, işini, geleceğini.
Oysa gelecek dediğin aslında kısa bir süreçtir.
Ama eğilim böyledir.
Değerler, erdemler çok çabuk terk edilir.
İnsan dediğin budur.
Sosyalist düşünce tarzının hayatımı çok daralttığını, beni en fazla “seyirci” kıldığını kavradım.
Bu düşünce ve yaşam tarzını çok ciddiye alırken, yanımdakilerinin de ciddiye aldığını düşünmek, büyük bir yanılgıymış; böyle olmakla birlikte “yanlış” olduğumu değil, yanlış “anladığımı” anlamam çok zaman aldı.
Samimiyet her türlü inancın, düşüncenin üzerindedir; bunu anladım, bunu aradım hayatım boyunca.
Samimi olunmadıktan sonra kimsenin düşünceleri, yaşam tarzı beni ilgilendirmiyor; bunu anladım.
Anladıkça yaşamdan, insanlardan uzaklaştım, fikirler anlamını kaybetti, insanlar ve yaptıkları anlamını kaybetti.
“Hak edilmiş olmak!” üzerine kuruyorum hayatımı.
Dostluğum, samimiyetim, özverim, sevgim, saygım hak edilmiş olsun istiyorum.
Bunun üzerine kuruyorum bundan sonraki hayatımı.
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi…
****
“Sinan Öztürk’un burada söylediklerini rahatlıkla anlayabilirim…
Ancak yinede “Hak edilmiş olmak!” İle “Hak etmiş olmak” arasındaki O tarifsiz kederin derin çelişkisi üzerine içmeden düşünemiyorum🙃 “. Fehmi Uzal Ustiaşvili
Ek: Görsel seçimi benim…